Danışanınızla yapacağınız çalışmalarda her zaman, geniş açık sorularla başlayıp, sonra bu yanıtların üstünde daha dar, daha spesifik sorular sorarak ilerleyin… Tıpkı bu süreci bir huni gibi düşünün.
Siz aşağıya, yani huninin boynuna doğru ilerlerken, daha belirgin ve net sorular sorarak, danışanınızla ilgili daha çok detayı öğrenmiş olursunuz..
Huninin tepesinde geniş, açık sorular olmalı, mesela “Bugün, buraya gelirken hangi konuda çalışmayı düşünüyordunuz? “ bunlar yanıtlanması rahat sorulardır ve yanıtlayan kişiye, kendini daha fazla özgür hissettirir..Siz adım adım spesifik sorulara doğru yol alırken, danışanda nereye gittiğini görebilir, örneğin zayıflama ile ilgili bir çalışmada ;
“Yemek yediğinizde, kendinizi daha iyi hissettiğinizi söylediniz, genelde hangi duygu halinde iken yemek yeme ihtiyacı hissediyorsunuz” veya “yemek yeme, sizin hangi duygunuza iyi geliyor” gibi..Bu süreçte danışan, sizinle bilgi paylaşmaya daha gönüllüdür, çünkü insanlar genelde kademeli bilgi aktarırken, karşısındakine çok daha büyük güven duygusu duyarlar..Bu tekniği, gündelik hayatınızda, alışkanlık haline getirirseniz, hem karşınızdaki kişiyi daha iyi anlar, hem de ilişkilerinizin kalitesini arttırmış olursunuz…-U.YUrttaş -
Comments