Daha evvelden kendisi ile hipnoz çalışmaları yaptığım bir arkadaşım, geçen gün bana uğradı.. Geliş sebebi; hayat kalitesinin düşmesine sebep olan, sürekli yaşadığı evham duygusu idi.. Kendisinin deyimi ile; en ufak şeyleri bile problem yapıyor, çevresine karşı devamlı “niyet okuyucusu ” formatında davrandığı için, hem kendisine hem de sevdiklerine üzüntü veriyordu.. Bunun farkında olması ve bu durumdan kurtulmak istemesi işin güzel yanıydı ve bana sadece her zamanki gibi bu çalışmada ona yol arkadaşlığı yapmak düşüyordu.. Daha önceden kendisi ile hipnoz çalışması yaptığımdan, hipnoza girmesi çok kolay oldu.. Çalışmamızı; yeniden anlamlandırma ve pozitif telkinlerle sonuçlandırdıktan sonra bilhassa hissettiği evham duygusunun kendisini nasıl esir ettiğini ona göstermek istedim.. Bunun için ; Richard Bach’in “Hypnotizing Maria” adlı kitabındaki, o harika bölüm aklıma geldi, okuyanlar şu diyaloğu hemen hatırlayacaktır: “Jamie Forbes hipnoz edildi ve taş duvarlarla örülü bir zindan içinde hapsolduğuna inandı..” (kitaptan)
Ben bu kısmı biraz daha yumuşattım ve şöyle bir uygulamayı deneyimlettim: -Belki sağ, belki de sol eliydi.. Elini masanın üzerine koymasını ve bu elin masaya yapıştığını hayal etmesini istedim.. Ve daha sonra verdiğim telkinlerle bunu iyice kuvvetlendirdim.. Bu inancı sağladıktan sonra, kendisinden, "elini masadan kaldırmayı denemesini" istedim, ama her uğraşmasında o da biliyordu ki eli, daha fazla masaya yapışıyordu.. Çünkü O, buna inanmıştı.. Daha sonra verdiğim telkinlerle, elini çok rahat masadan kaldırdı.. Aynı uygulamayı bu sefer, ayaklarından birine yaptım.. Kendisinden bir kaç adım ötede durarak, yanıma gelmesini istediğimde, telkini kabul eden ayağını hareket ettiremiyordu... Çünkü O, buna inanmıştı.. Bu süreçte kendisine şunları söyledim; “ Aslında sen de biliyorsun ki, ayağını hareket ettirmeni engelleyen, hiç bir şey yok.. Sen, sadece buna inandığın için, ayağını buraya yapışmış hissediyorsun, tıpkı günlük yaşantında hissettiğin, evham duyguları gibi.. Ve bu evham duyguları, aynı şu an ayağına yaptığın gibi, hayatta da seni esir ediyor ve yaşamında özgürce yol almanı engelliyor.. İstersen şu an ayağını yerden kaldırabilir ve özgürce yürüyebilirsin.. Ve sen de biliyorsun ki, bunu yaptığın zaman hissedeceğin bu duygu, artık sana da saçma, komik, aptalca gelen ve adına evham dediğin bu duygulardan da kurtulmanı sağlayacak..Her zaman olduğu gibi, seçim sadece senin...” ....... Arkadaşımın yanımdan ayrılırken, yürüyüşündeki ve duruşundaki o ifade, bana eski bir hikayenin son sözlerini hatırlattı “Sıkıntılarından kurtulmak mı istiyorsun, o halde kurtul, bunun için seni engelleyen, senden başka kimse yok”
Sevgiyle kalın..
U.YUrttaş - İstanbul
Comments